Evrenin Hızla Genişlemesi Üzerine Yeni Bir Teori

Evrenin günümüzde, Büyük Patlama'dan sonraki dönemle kıyaslandığında daha hızlı genişlemesi, bilimin en önemli muammalarından biri olarak dikkat çekiyor. Ancak bilim insanları, bu uzun süredir çözülemeyen soruna çarpıcı bir yanıt öneriyor. Araştırmalara göre, Dünya, Güneş Sistemi ve tüm Samanyolu Galaksisi, devasa ve esrarengiz bir boşluğun merkezine yakın bir konumda olabilir. Bu boşlukta, evrenin diğer bölgelerine göre genişlemenin daha hızlı gerçekleştiği düşünülüyor ve bu durum, evrenin hızla yayıldığı izlenimini oluşturuyor.

BOŞLUKTA YAŞAMA İHTİMALİ ARTIYOR
Bu çarpıcı hipotez, bilim camiasında “Hubble gerilimi” olarak bilinen sorunu çözme potansiyeline sahip. Ancak bu teori, bazı zorlukları da beraberinde sunuyor. Zira evrenin standart modeline göre, madde uzayda büyük ölçeklerde eşit bir şekilde dağıldığı varsayılıyor; bu da devasa boşlukların var olmadığını öngörüyor. Araştırmalar, Dünya'nın bir boşluk içerisinde olma ihtimalinin, dışındaki konumuna kıyasla 100 milyon kat daha fazla olduğunu ortaya koyuyor.

"HUBBLE GERİLİMİ" NEDİR?
Evrenin genişleme hızı, “Hubble sabiti” adı verilen bir değerle ölçülüyor. Bu sabit, galaksilerin bizden ne kadar uzakta bulunduğunu ve bizden ne hızla uzaklaştıklarını hesaplayarak belirleniyor. Fakat asıl sorun, evrenin erken dönemlerine dair yaptığımız gözlemlerden kaynaklanıyor. Uzak ve çok eski ışık kaynaklarının ölçümleri, günümüzdeki değerlerle karşılaştırıldığında Hubble sabiti için tamamen farklı sonuçlar ortaya koyuyor.

EVRENİN GİDİŞATI BEKLENENİN ÜZERİNDE
Günümüzdeki genişleme hızı, teorik tahminlerden yaklaşık yüzde 10 daha yüksek. Bu oran, evrenin yapısının temelini oluşturan bir parametre için oldukça önemli bir fark anlamına geliyor. Uzmanlar, bu gerilimin altında yatan yeni çözümü, evrenin tamamının değil yalnızca Dünya’ya yakın bölgelerin daha hızlı genişlemesi yönünde olarak değerlendiriyor.

MADDE BULUNMAYAN BİR BOŞLUK TEORİSİ
Bu durum, Samanyolu’nun yaklaşık bir milyar ışık yılı çapında olup, evrenin ortalama yoğunluğundan yaklaşık yüzde 20 daha az madde içeren bir “boşluk” bölgesinin merkezine yerleştiği anlamına geliyor. Eğer bu bölgede az miktarda madde bulunuyorsa, içindeki cisimler yerçekimi etkisiyle çevresindeki daha yoğun bölgelerle etkileşimde bulunacak. Bu da, Dünya’dan gözlemlenen uzak nesnelerin aslında olduğundan daha hızlı uzaklaştığı izlenimini yaratabilir. Bu modelin doğrulanması durumunda, evrenin hızlı genişlemesini açıklamak için “Karanlık Enerji” gibi ek unsurlara ihtiyaç duyulmadan Hubble gerilimi çözüme kavuşmuş olacak.