Bilim Dünyası, Tamamen Robotlardan Oluşan Bir "Matrix" Yarattı: Sonuçlar Kayıp Şok Edici!

Sosyal Medyanın Dezenformasyon Sorunu: Yapay Zeka ve Araştırmalar
Sosyal medyanın dezenformasyon ve nefret söylemiyle dolu bir ortam haline geldiği artık açık bir gerçektir. Platformlar, etkili kurallar ve uygulanabilir politikalar geliştirmeye yönelik ciddi bir baskı hissetmedikçe, kutuplaşmayı artırarak kullanıcıları daha fazla reklama maruz bırakmak için bağımlı hale gelmekte ve yankı odalarına dönüşmektedir.
Amsterdam Üniversitesi'nde gerçekleştirilen bir araştırma, bu sorunun kısa vadede çözülmeyeceğini gözler önüne serdi.
Henüz hakemli incelemeden geçmemiş olan çalışmada, Yapay Zeka ve Sosyal Medya alanında yardımcı doçent Petter Törnberg ile araştırma asistanı Maik Larooij, sosyal medyadaki kutuplaşmayı önlemek amacıyla yapay zeka destekli bir simülasyon uyguladı.
Farklı Stratejiler
Araştırmacılar, OpenAI’ın GPT-4o dil modeli ile çalışan yapay zeka botları tarafından oluşturulan bir “matrix” tasarladı. Bu simülasyon, aynı zamanda bir sosyal medya platformunu da andırıyordu.
Amaç, sosyal medyanın neden yankı odalarına dönüştüğünü anlamak ve bu durumu engellemek için farklı müdahale yöntemlerini denemekti.
Ekip, şu stratejileri test etti:
- - Haber akışını kronolojik sıralamak
- - Farklı görüşleri vurgulamak
- - Takipçi sayısı gibi sosyal göstergeleri gizlemek
- - Kullanıcı biyografilerini kaldırmak
Fakat elde edilen sonuçlar hayal kırıklığı yarattı. Hiçbir müdahale sorunu tatmin edici bir şekilde çözmeyi başaramadı, bazıları durumu daha da kötüleştirdi. Örneğin, haber akışının kronolojik düzenlenmesi dikkat eşitsizliğini azaltmış olsa da, aşırı uçtaki içeriklerin daha fazla görünür olmasına neden oldu.
“Dijital Şehir Meydanı”
Bu sonuçlar, teknoloji devlerinin sosyal medyayı “dijital bir şehir meydanı” olarak tasarlama amacıyla çelişiyor. Elon Musk'ın X (eski Twitter) için yaptığı bu tanımın aksine, araştırmaya göre sosyal medya platformları müdahale edilse bile giderek kutuplaşmış ve aşırı fikirlerin üretildiği alanlar haline gelmeye mahkum durumda.
Törnberg, Ars Technica’ya verdiği demeçte, “Sosyal medyayı nasıl daha iyi hale getirebiliriz ve siyaseti yapıcı bir şekilde tartışabileceğimiz çevrimiçi alanlar yaratabiliriz? Bu sorunun cevabını arıyoruz” ifadelerini kullandı.
Ancak araştırmacı, yapay zekanın mükemmel bir çözüm sunmadığını, aynı zamanda önyargılar ve sınırlamalar da taşıdığını kabul etti. Yine de yapay zekanın insan davranışlarını “daha ikna edici bir şekilde” taklit edebildiğini belirtti.
Dikkat Eşitsizliği
Törnberg’e göre sorun yalnızca kışkırtıcı içeriklerin paylaşılması ile sınırlı değil.
Zehirli içerikler, sosyal medya ağlarının yapısını da şekillendiriyor ve bu yapı, kullanıcılara sunulan içerikleri geri besleyerek daha toksik bir ortam yaratıyor.
Bunun sonucu ise “aşırı dikkat eşitsizliği” olarak adlandırılıyor. Yani, çok küçük bir grup tarafından paylaşılan içerikler, en yüksek görünürlüğe ulaşıyor.
Araştırmacılar, üretken yapay zekanın yükselişiyle birlikte bu etkinin daha da güçlenebileceği konusunda uyarıyor. Törnberg, “Şu anda birçok aktörün -özellikle X gibi platformların kazanç modeli üzerinden- yapay zekayı yalnızca dikkat çekmek için içerik üretiminde kullandığını görüyoruz. Yanlış bilgiler, genellikle aşırı derecede kutuplaştırıcı içerikler, yapay zeka modelleri güçlendikçe tamamen hakim hale gelecektir” dedi.
Törnberg, “Mevcut sosyal medya modellerinin bu şartlar altında hayatta kalabileceğini düşünmek zor” şeklinde ifadesini tamamladı.