Balon balığı avlama izni genişletildi: Zehirli mi, riskleri neler?

Kızıldeniz Kökenli İstilacı Balıkların Türkiye'deki Etkileri
Türkiye'nin denizlerinde Kızıldeniz kökenli istilacı balık türlerinin görünmesi artık sıradan bir durum hâline geldi. Bugün Akdeniz’de yapılacak herhangi bir dalışta, bu kökenli bir türle karşılaşmamak neredeyse imkânsız hale geliyor. Kızıldeniz kökenli türlerin çoğu zararsız olmasına rağmen, aslan balığı ve sokar balığı gibi zehirli türler de bulunmaktadır. Ayrıca, Kızıldeniz’den gelen ve kıyılarımızda yaşamaya başlayan balon balıkları, vücutlarında zehir enjekte etme işlevine doğrudan sahip olmasalar da, potansiyel olarak zehirli kabul edilmektedir.
Genellikle gümüş yanaklı kurbağa balığı olarak bilinen Lagocephalus sceleratus, Tetraodontidae ailesine mensup, son derece zehirli bir balık türüdür. Ülkemiz denizlerinde bu türün varlığı, 2000’li yılların başlarında tespit edilmiştir. Bu balıklar, pasif zehirli türler olarak tanımlanmaktadır. Dokularında bulunan zehir yalnızca tüketildiğinde öldürücü olabilecek güçtedir ve dikenlerinde zehir bulunmamaktadır.
Balon Balığının Neden Olduğu Sağlık Sorunları
Balon balıkları, kendilerini tehdit altında hissettiklerinde, av olma korkusuyla karın kısımlarını kurbağa gibi şişirerek normal boyutlarının birkaç katına ulaşabilirler. Zehirli etleri nedeniyle ticari değerleri yoktur. Tetrodotoksin maddesi üretebilen bu balıklar, kas felcini tetikleyerek nefes darlığına ve dolaşım yetmezliğine bağlı ölüme yol açabilecek zehirlenmelere sebep olabilir.
Dokularının zehirli olması sebebiyle, bu türü tüm Türkiye'de tanıtmak zorunludur. Sadece deniz kıyısında yaşayanların değil, herkesin bu zehirli balık hakkında bilgi sahibi olması gerekmektedir. Örneğin, bu yıl Van’da yaşanan bir olayda bir kişi, balon balığı yediği için hayatını kaybetmiştir. Bu nedenle, bu tehlikenin farkında olmalı ve tükettiğimiz balıklara dikkat etmeliyiz.