Bağırsak Kanserinde Korkutucu Artış: Riskli Besinler Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Erken Yaşta Bağırsak Kanseri Tehditi: Beslenme Alışkanlıkları Yeniden Gözden Geçirilmeli
Uzmanlar, erken yaşlarda görülen bağırsak kanserinin biyolojik yapı açısından yaşlı bireylerdeki türden farklılıklar içerdiğine dikkat çekiyor ve bu nedenle beslenme alışkanlıklarının yeniden değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Son 20 yıl içerisinde 50 yaş altındaki bireylerde bağırsak kanseri vakalarının artmasının ardından uzmanlar bu duruma çözüm arayışına girdi. Özellikle ABD, Hindistan ve Avrupa'nın bazı bölgelerinde, bu kanser türü genç yetişkinlerde kansere bağlı ölümlerin öncelikli sebepleri arasında yer almaya başladı.
Cleveland Clinic'ten araştırmacılar tarafından gerçekleştirilen son çalışma, genç yaşta bağırsak kanseri gelişimi ile bireylerin beslenme alışkanlıkları arasında doğrudan bir bağlantı olduğunu gözler önüne serdi. Araştırmada, 50 yaş altındaki 66 hasta ile 50 yaş üstündeki 104 hasta arasındaki farklar analiz edildi. Uygulanan ileri düzey metabolomik analizler, iki grup arasında kayda değer metabolik farklılıklar olduğunu gösterdi.
Çalışma sonuçlarına göre, genç hastalarda karbonhidrat metabolizmasında değişiklikler tespit edildi. Bu bireylerde enerji üretiminde önemli rol oynayan sitrat seviyelerinin belirgin şekilde düşük olduğu ortaya kondu. Ayrıca, protein parçalanması süreçlerindeki farklılıklar, genç hastalarda daha fazla metabolik stresin söz konusu olduğunu gösterdi.
Dr. Marina Nagy, "Bulgularımız, erken başlangıçta görülen bağırsak kanserinin yaşlı bireylerde gözlemlenen hastalıktan farklı bir biyolojiye sahip olduğuna ve beslenmenin bu farklılıkta önemli bir rol oynadığına işaret ediyor," dedi.
Kırmızı Et ve Şekerli Gıdalar Önemli Risk Faktörleri
Uzmanlar, özellikle kırmızı ve işlenmiş etlerin yanı sıra şekerli içeceklerin gençlerde bağırsak kanseri riskini artırdığını belirtiyor. Dünya Sağlık Örgütü, işlenmiş etleri (sosis, pastırma, jambon) "Grup 1 kanserojen" olarak sınıflandırırken, kırmızı eti "muhtemel kanserojen" (Grup 2A) olarak nitelendiriyor.
Yüksek sıcaklıkta pişirilmiş kırmızı etlerde oluşan heterosiklik aminler ve polisiklik aromatik hidrokarbonlar, DNA hasarına yol açarak kansere zemin hazırlayabilmektedir. Ayrıca, işlenmiş etlerde kullanılan nitrit ve nitratların bağırsakta kanserojen N-nitrozo bileşiklere dönüştüğü bilinmektedir.
Şekerli gıdalar, yalnızca kilo alımına neden olmakla kalmaz, aynı zamanda insülin direnci, kronik iltihaplanma ve bağırsak florasında bozulmalara yol açarak bağırsak kanseri riskini artırabilir. 2024 yılında "Cancer Epidemiology" dergisinde yayımlanan bir çalışma, yüksek şekerli içecek tüketen genç bireylerde bağırsak kanseri riskinin, vücut kitle indeksi dikkate alındığında bile, kayda değer ölçüde yüksek olduğunu ortaya koymuştur.
Uzmanlara göre bağırsak kanseri sadece genetik yatkınlıkla tanımlanamaz; yaşam tarzı da kritik bir faktördür. Hareketsiz yaşam, karın obezitesi, düzensiz öğünler, düşük lif alımı ve yüksek alkol/sigara tüketimi gibi etkenler, özellikle genç şehirli bireylerde hastalığın erken ve agresif bir şekilde seyrine yol açmaktadır.
Gençlerde Daha Agresif Seyir Gözlemleniyor
Doktorlar, genç yetişkinlerdeki tümörlerin genellikle daha agresif olduğunu ve sıklıkla sol kolon veya rektumda yerleştiğini aktarıyorlar. Genç bireylerde, aile öyküsü olmasa bile DNA onarım genlerinde meydana gelen bozulmalar daha yaygındır. Ayrıca, 45 yaş altındaki kişilerde genellikle rutin bir taramanın yapılmamasından dolayı tanılar sıklıkla gecikmektedir.
Araştırmacılar ve sağlık yetkilileri aşağıdaki önerilere dikkat çekiyor:
Kırmızı ve işlenmiş et tüketimini haftada 2-3 porsiyon ile sınırlayın.
Şekerli içeceklerden kaçının; su ve bitki çaylarını tercih edin.
Günlük 25-30 gram lif alımına özen gösterin (meyve, sebze, baklagiller).
Anti-inflamatuar besinler tüketmeye çalışın (kuruyemiş, zeytinyağı, zerdeçal, orman meyveleri).
Haftada en az 150 dakika orta seviyede egzersiz yapın.
Obeziteden ve özellikle karın yağlanmasından kaçının.
Uyku düzeninize dikkat edin ve stresi yönetin.
Alkol ve sigarayı bırakın veya minimal seviyeye indirin.
Aile geçmişinde kanser bulunanlar, taramalara 40 yaşından önce başlamalıdır.
Dışkıda kan, şişkinlik, yorgunluk gibi belirtileri ihmal etmeyin.
Bağırsak kanseri, artık sadece ileri yaş grubunun değil, genç neslin de karşı karşıya olduğu ciddi bir sağlık tehditi olarak öne çıkıyor. Gittikçe daha erken yaşlarda ortaya çıkan bu hastalık, modern yaşam tarzına bağlı risklerin yeniden ele alınmasını zorunlu hale getiriyor.