Cemre Duman

Alzheimer Vakalarındaki Artışın Arkasındaki Sebepler Neler?

Alzheimer Vakalarındaki Artışın Arkasındaki Sebepler Neler?

Hava Kirliliği ve Beyin Sağlığı Üzerindeki Etkileri

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), ülkeleri hava kirliliği ile daha etkin bir şekilde mücadele etmeye çağırırken, bu çevresel sorunun her yıl dünya genelinde yaklaşık 7 milyon insanın yaşamını yitirmesine neden olduğu tahmin edilmektedir.

Önceden gerçekleştirilen araştırmalar, özellikle çapı 2,5 mikrometreden küçük olan partiküller (PM2.5) ile bilişsel gerileme arasında bir ilişki olabileceğini göstermişti. Ancak ABD'de yapılan ve türünün ilk örneği kabul edilen yeni bir çalışma, PM2.5 maruziyetinin doğrudan merkezi sinir sistemini etkileyerek beyin işlevlerini bozduğunu ortaya koydu.

Pensilvanya Üniversitesi'nden bilim insanları, 1999 ile 2022 yılları arasında hayatını kaybeden ve demans teşhisi konulan 602 kişinin otopsi raporlarını inceledi. Analizler, PM2.5'e yıllık ortalama her 1 mikrogram/metreküp artışla maruz kalan bireylerin beyinlerinde Alzheimer ile ilişkili toksik proteinler olan tau ve amiloid seviyelerinin %17 oranında arttığını ortaya çıkardı.

Bu proteinlerin beynin içinde birikerek plak ve düğümler oluşturduğu ve bunun da Alzheimer hastalığının belirgin semptomlarına yol açtığı bilinmektedir.

PM2.5 partikülleri, araç egzozları, odun sobaları ve bazı endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanmaktadır. Gözle görülemeyecek kadar küçük bu partiküller, akciğerlerin derinliklerine inebilmekte ve buradan kan dolaşımına geçiş yapabilmektedir.

Geçtiğimiz yıl yayımlanan bir başka önemli araştırma, Alzheimer vakalarının neredeyse yarısının çocukluktan itibaren önlenebilir 14 yaşam tarzı faktörüne bağlı olduğunu ortaya koymuştu. Bu faktörler arasında yüksek kolesterol ve görme kaybı gibi iki yeni risk unsuru da bulunmaktadır.

Frontiers dergisinde yayımlanan veriler, 1990 ile 2019 yılları arasında Alzheimer ve diğer demans türlerinin görülme oranının %148 arttığını, toplam vaka sayısının ise %161 yükseldiğini göstermektedir. Uzmanlar, bu artışın dünya genelinde hızla yaşlanan nüfusun önemli bir etkisini taşıdığını belirtmektedir.