Murat Çağrı

ABD'nin Gözünden: Trump’ın Yakın Dostları İsrail-İran Çatışmasında Öne Çıktı

ABD'nin Gözünden: Trump’ın Yakın Dostları İsrail-İran Çatışmasında Öne Çıktı

İsrail ve İran Arasındaki Ateşkes Süreci Devam Ediyor

İsrail ve İran arasında, ABD Başkanı Donald Trump’ın araya girmesiyle sağlanan ateşkes süreci devam etmekte. Savaşın ardından 12 gün boyunca devam eden karşılıklı saldırılar sonucunda kimin kazandığı üzerine tartışmalar sürüyor.
ABD’nin Newsweek dergisi, konuyu “Trump’ın Ortadoğu’daki en yakın dostları İsrail-İran savaşında öne çıktı” başlığıyla ele aldı. Yapılan değerlendirmeye göre, Trump ile güçlü bağları olan Körfez ülkeleri, bu çatışmadan daha büyük bir bölgesel etki sahibi olarak çıkarken, İran’ın gücüyle ilgili uzun vadeli güvenlik kaygılarının bazıları da hafifledi.
“KÖRFEZ ÜLKELERİ DİPLOMATİK AĞIRLIK MERKEZİ OLDU”
Analizde Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi ülkelerin, İran, İsrail ve NATO üyesi Türkiye ile birlikte kendilerini giderek daha fazla diplomatik aktörler ve ekonomik merkezler olarak konumlandırdığı ifade edildi.
BAE’de siyaset bilimi profesörü Abdulkhaleq Abdulla, Newsweek’e yaptığı açıklamada, “Körfez ülkeleri bölgede ağır bir merkeziyet kazandı ve hem kolektif hem de bireysel olarak global ölçekte öne çıkmaya başladı” dedi. Abdulla, bu ülkelerin yalnızca ekonomik güçleriyle değil, ayrıca Pekin’den Moskova ve Washington’a kadar olan dünya başkentlerindeki dostları ve diplomatik girişimleriyle de tanındığını belirtti. Siyaset bilimci, “Bu durum Körfez’in anı ve uzun yıllar burada kalacak” ifadesini kullandı.
“DOHA’NIN ATEŞKESİ MÜZAKERE ETMESİ BEKLENİYORDU”
Son çatışmanın Ortadoğu’da “stratejik bir yeniden denge” yaratacağına dair yorumların yapıldığı yazıda, “Bölgenin alacağı yön belirsizlik taşısa da, Arap devletleri liderliklerinin farkına vararak İran’ın nüfuzu üzerindeki kontrollerini memnuniyetle karşılıyor, bu süreçte İsrail ile mesafelerini koruyarak eleştiriyorlar” denildi.
Trump’ın Suudi Arabistan, Katar, BAE ve Türkiye ile yakın ilişkilerinin büyük çıkarlar doğurduğuna vurgu yapılan analizde, ABD Başkanı’nın İsrail ile köklü ilişkilerini de sürdürdüğü ifade edildi.
Üç Körfez ülkesi, Trump’ın yurt dışına yaptığı ilk ziyaretin rotası olurken, bu dönem İsrail’e yapılan bir ziyaret olmamıştı. Umman ise ABD-İran nükleer müzakerelerinin arabuluculuğunu üstlenmişti.
Chatham House’un Kuzey Afrika Programı’ndan Dr. Neil Quilliam, “Bunun yanı sıra ulusötesiciliği benimsediler; bu da onları Trump yönetimiyle güçlü bir konuma taşıdı. Mısır ve Ürdün gibi geleneksel devletlerse arka planda kalmaya devam etti” şeklinde konuştu.
Newsweek’e göre, Körfez ülkelerinin savaş diplomasisindeki rolünü en iyi gösteren örnek Katar’dır. İran, ABD’nin nükleer tesislerine yönelik saldırısı sonrası Katar’daki Amerikan üssünü hedef aldı. Saldırı öncesinde ABD’ye bilgi verilmiş, Körfez ülkeleri ile koordinasyon sağlanmış ve hava sahaları kapatılmıştı.
Quilliam, “Katar ve İran arasında var olan güçlü bağlar göz önüne alındığında Doha’nın Tahran ve Tel Aviv arasında ateşkesi müzakere edebilmesi şaşırtıcı değil” dedi.
Körfez ülkelerinin İsrail ile olan ilişkilerine de değinen Quilliam’a göre, Körfez ülkeleri, Trump’ın iki devletli çözümü benimsemesi için Netanyahu’ya baskı yapmaya yeterince “nüfuzlu” değil. Quilliam, Katar ve Suudi Arabistan’ın İsrail’e yönelik Gazze, Batı Şeria, Suriye ve İran konusundaki eleştirilerinin, ABD ile ayrışabilecekleri noktalar olduğuna dikkat çekti.