Emine Saydam

2,500 Yıllık Tümülüsün Gizemleri Yeniden Ortaya Çıkıyor!

2,500 Yıllık Tümülüsün Gizemleri Yeniden Ortaya Çıkıyor!

2 Bin 500 Yıllık Dardanos Tümülüsü Yeniden İnceleniyor

Troas Bölgesi'nde yer alan en eski tümülüslerden biri olan mezar yapısı, üç bölümden oluşuyor: koridor, ön oda ve ana mezar odası. İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde görevli arkeologlar, inşaat sonrası yapılan kurtarma kazısında, mezar odasında kum taşından yapılmış üç yatak ile birçok insan gömüsü ve ölü hediyeleri keşfetti. Bu gömüler, inhumasyon (toprağa gömme) ve kremasyon (yakılarak gömme) yöntemleriyle yerleştirilmiş durumda. Kurtarma kazısında ortaya çıkan ahşap mobilyalar, ipek kumaşı parçaları, altın süs eşyaları, heykelcikler, sepetler, müzik aletleri ve çeşitli kaplar, Çanakkale Arkeoloji Müzesi'nde korunmaya alındı. Eserler şu an Troya Müzesi'nde sergileniyor.

"Çok Önemli Bir Tümülüsü İnceliyoruz"
Projenin yürütücüsü Oxford Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuna Şare Ağtürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Dardanos Tümülüsü'nün arkeoloji alanında büyük öneme sahip olduğunu vurguladı. İncelemelerin Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ), Troya Müzesi ve Oxford Üniversitesi işbirliğinde gerçekleştirildiğini belirten Ağtürk, "Tümülüs, 1959'da kazıldı ve içerik zenginliği açısından UNESCO tescilli Gordion-Kral Midas veya Vergina-Kral Philip mezarları ile karşılaştırılabilecek durumda. Buradan çıkarılan eserler ise şu anda Troya Müzesi'nde sergileniyor. Troya Müzesi ve üniversitemizin destekleriyle, yurt dışından gelen akademisyenlerle bilim heyeti oluşturduk. Eserleri yeniden değerlendiriyoruz. Ekibimizde sanat tarihçileri, arkeobotanik uzmanları, malzeme bilimcileri, epigraflar ve fizikçiler yer alıyor. Hep birlikte bu buluntuları ve tümülüsü inceliyoruz." dedi.

Tümülüste ve Troya Müzesi'nde devam eden çalışmalara değinen Ağtürk, şu bilgileri paylaştı:

"Müze ve saha çalışmalarımız tamamlandığında bu bulgularla ilgili bir kitap projesi hazırlayacağız. Ayrıca Dardanos başlığı altında bir sergi düzenlemeyi planlıyoruz. İlk kurtarma kazısında elde edilen tüm eserleri yeniden inceliyoruz. Bu mekan, milattan önce 5. yüzyıldan milattan sonra 2. yüzyıla kadar antik Dardanos'un seçkin bir ailesine ait anıt mezar olarak hizmet vermiş. İçerisinde mücevherler, süs eşyaları, müzik aletleri, heykeller ve çeşitli mezar hediyeleri bulunuyor. Yeni bilimsel yöntemlerle yapıldığında bu buluntular, bölge halkının kültürünü anlamamız açısından büyük değer taşıyor. Günümüzde gelişen teknoloji sayesinde, bulunan kapların içeriğinden, ne tür ilaçlar ürettiklerine veya ne tür kozmetik malzemeleri kullandıklarına dair birçok bilgi elde edebiliyoruz. Özellikle, eserler arasında yer alan Afrodit heykeli, üretim teknolojisi ve yüzeyindeki korunan renkler ile altın işlemeleri açısından dünyada benzersizdir. Bu heykelin, müzik aletlerinin ve diğer korunan kıyafetlerin dijital rekonstrüksiyonlarını gerçekleştireceğiz. Bu eserler, hem Dardanos hem de Çanakkale'nin sembolü haline gelebilir, çünkü oldukça özgünler."

Ağtürk, eserlerin bulundukları gibi korunarak aktarıldığını ve arkeolojide nadir rastlanan organik materyallere ulaşıldığını ifade etti. "Kumaşlar, tekstil ürünleri, ayakkabılar ve ahşap müzik aletleri inceleniyor," diyen Ağtürk, şöyle devam etti: "Ayakkabıların, kadınlara ait altın işlemeli ahşap ve deri malzemeden yapıldığını tespit ettik. Ayakkabı yapımında hangi ağaçların kullanıldığı ve hangi hayvan derilerinin tercih edildiği üzerinde çalışmalar yapıyoruz. Bu, burada yaşayan insanların üretim yöntemleri, moda anlayışları ve yan ürünlerini nasıl geliştirdikleri hakkında bilgi edinmemizi sağlıyor. Genel olarak buluntular, bölgede yüksek statülü, müzik ve eğitim almış kadınların varlığına ve toplumdaki önemine işaret ediyor. Sadece Dardanos ve Çanakkale özelinde değil, tüm arkeolojik açıdan heyecan verici bulgulara ulaşıyoruz. Tüm çalışmaları bir yıl içinde tamamlayıp sonuçları, kapsamlı bir sergi ve kitap ile paylaşmayı planlıyoruz. Bugün yürüttüğümüz bu süreçle Dardanos'u üniversitemiz ve Troya Müzesi için önemli bir merkez haline getirmek umudundayız."

"Dardanos'u Kültür ve Medeniyet Merkezi Haline Dönüştürmek İstiyoruz"

ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Cüneyt Erenoğlu da Dardanos Tümülüsü'nün üniversite sınırları dahilinde önemli bir arkeolojik yapı olduğunu dile getirdi. Bölgenin yaklaşık yarım asır önce keşfedildiğini ve ilk kez kazıldığına dikkat çeken Erenoğlu, "Burası Dardanos'a adını veren bir kral mezarı. Geçen yıl bölgeyi yeniden düzenledik, oldukça atıl durumdaydı. Tuna Şare Ağtürk Hocamızın katkıları ile burada önemli bir çalışmaya başladık. Burası, Troya medeniyetinin de izlerini taşıyor ve kral mezarı özelliği taşıyor. Değerli akademisyenlerimiz, ekonomik ve akademik açıdan ilk çalışmaları gerçekleştirerek bize bir yol haritası sunacaklar." ifadelerini kullandı. ÇOMÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sencan Altınoluk ise bu projenin son derece kıymetli olduğuna vurgu yaparak, "Sikkeler tarihi üzerinden çalışmalar yapıyorum. Dardanos'un tarihini bu boyutta incelemek istiyoruz. Burada elde edilen tüm buluntular birbiriyle ilişkilidir. Dardanos, Troas bölgesinin en eski kentlerinden birisidir. Dolayısıyla buradaki ilişkileri ortaya koyacak bir çalışma yapacağız." dedi.

Avusturya Bilim Akademisi'nde görevli Dr. Christos Tersiz, böyle bir projenin parçası olmaktan mutluluk duyduğunu belirterek, "Benim uzmanlığım müzik aletleri. Burada keşfedilen çeşitli müzik aletlerinden, üç harun tespit ettim. Bunları inceliyorum. Eğer tüm parçalar bir araya gelirse, bu eserlerin toplam üç adet olduğunu kesinleştirirsek, burada en az üç kadın gömüsünün var olduğunu düşünebiliriz." dedi. Ayrıca, Oxford Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Maria Stamatopoulou, Dardanos Tümülüsü'nün yalnızca Troas değil, tüm Akdeniz Havzası için önemli olduğunu belirterek, "Burada bulunan çok sayıda organik materyal, burada yaşayan insanların üretim faaliyetleri ve yaşam tarzlarının anlaşılması için önemli bir kaynak oluşturuyor." şeklinde konuştu.