Mert Doğru

15 Dakikada Kaygılarınızla Başa Çıkmanın Yolu: Uzman Terapi Stratejileri

15 Dakikada Kaygılarınızla Başa Çıkmanın Yolu: Uzman Terapi Stratejileri

İngiltere'de Anksiyete Salgını: Uzmanlar Önerilerde Bulundu


İngiltere'de son günlerde bir "anksiyete salgını" olduğu ifade ediliyor. Ülkede 8,6 milyon birey, anksiyete belirtilerinin tedavisinde kullanılmakta olan antidepresanları kullanıyor.
Psikoterapist Sally Baker, kaygılı düşüncelerin zihinde birer "tohum" gibi filizlendiğine dikkat çekiyor ve bu tohumların büyümesi için gereken ortamın insan zihninde bolca mevcut olduğuna vurgu yapıyor. Baker, Daily Mail'e verdiği demeçte,
“Kaygılı düşüncelerinize ne kadar fazla odaklanırsanız, onlara o kadar güneş ışığı ve nem vermiş olursunuz,” diyerek bu düşünceleri beslememek gerektiğini hatırlatıyor.

Baker'a göre, kaygı sarmalını fark ettiğinizde atılacak ilk adım, düşünceyi kesmektir:
“Kafanızın içinde sessizce ya da yüksek sesle bir ses çıkarabilirsiniz. Bu, olumsuz bir düşünceyi kabullenmek ve zinciri kırmak için etkili bir yöntemdir.”

Uzman, sinir sistemini rahatlatmak için iki basit fiziksel yöntem öneriyor:
Bir pencereye veya kapıya gidip birkaç derin nefes almak,
Ya da bir merdivenden yukarı çıkmak. Bu küçük hareketlerin bedenin alarm tepkisini durdurma konusunda etkili olduğu belirtiliyor.

Baker, kaygı yönetimi için kullandığı ICE (Identify–Calm–Exchange) modelini, özellikle panik atak geçiren danışanlarına tavsiye ediyor. Yöntem üç aşamadan oluşuyor:
Tanımla, Sakinleştir, Değiştir.

Tanımla:
Kaygıya neden olan düşünceyi ve bedensel hissiyatı belirlemek. “Kaygıyı başınızda mı, kalbinizde mi, midenizde mi hissediyorsunuz?” sorusunu sormak ilk aşama.
Sakinleştir:
İki sabit noktaya –örneğin bir resim köşesiyle duvardaki bir desen arasına– odaklanarak zihin dış dünyaya yönlendirilmeli. Baker, “Bu iki nokta arasında dikkatinizi değiştirin, ardından aradaki boşluğa odaklanın. O boşlukta tepki verilecek hiçbir şey olmadığını fark ettiğinizde, beden kimyanız da sakinleşir,” diyor.
Değiştir:
Zihin sakinleştiğinde, kaygıya neden olan düşünceye geri dönülüyor. Baker, “Eski stres kimyası, yerini yeni ve dengeli bir kimyaya bırakır,” diye açıklıyor.

“Kaygı Normaldir, Ancak Kontrol Altına Alınabilir”
Uzmanlara göre, herkes zaman zaman kaygı hissedebilir; bu, insan olmanın doğal bir yanıdır. Ancak kaygı, günlük yaşamı olumsuz etkilemeye başladığında Yaygın Kaygı Bozukluğu’na (YAB) dönüşebilir.

Baker, “Zihnimiz, kaygı için mükemmel bir üreme zemini olabilse de, bunu kontrol altına alacak metotlarımız da mevcuttur,” diyerek sözlerini noktalıyor.